-
1 payını almak
1) получи́ть свою́ до́люbu işte sizin emek payınız hepimizden çoktur — в э́том де́ле до́ля ва́шего труда́ намно́го бо́льше, чем у всех нас
2) получи́ть нагоня́й / взбу́чку -
2 pay
1) пай, часть; до́ля; по́рция2) вы́говор, нахлобу́чкаpayını almak — а) получи́ть свою́ часть (до́лю); б) получи́ть го́рький уро́к; в) получи́ть взбу́чку
- a pay vermek — а) на́гло отвеча́ть; дерзи́ть (старшим); б) порица́ть, де́лать вы́говор
alırsın payını — попадёт тебе́!, ты ещё своё полу́чишь!
3) воен. компле́ктsarf payı — а) боекомпле́кт; б) запра́вка (горючего); в) да́ча (суточная)
4) ресу́рсihtiyat payı — запасны́е ресу́рсы
5) мат. числи́тель (дроби)◊
-dan pay biçmek — а) суди́ть по чему; б) сра́внивать -
3 pay
до́ля (ж)* * *1) пай, до́ля, частьarslan payı — льви́ная до́ля
payına düşmek — приходи́ться на чью-л. до́лю
pay etmek — дели́ть [ме́жду собо́й]
gelin şu kitapları pay edelim — дава́йте поде́лим э́ти кни́ги
pay vermek — а) вы́делить пай; б) дерзи́ть ста́ршим ( о детях)
2) мат. числи́тель дро́би1 / 2 kesrinin payı 1 sayısıdır — числи́телем дро́би 1 / 2 явля́ется 1
••- pay biçmek
- pay çıkarmak -
4 ağız
рот (м)* * *I выпад. -ğzı1) рот, пасть2) го́рло, го́рлышко; выходно́е отве́рстиеağzı dar şişe — буты́лка с у́зким го́рлышком
cebin ağzı — про́резь карма́на
yanardağın ağzı — кра́тер вулка́на
3) вход (в бухту, залив и т. п.)körfezin ağzı — вход в зали́в
4) нача́ло ( дороги)yolun ağzında — в нача́ле доро́ги
5) края́ (сосуда и т. п.)bardağın ağzı — края́ стака́на
testinin ağzı — края́ кувши́на
6) у́стьеçay ağzı — у́стье реки́
7) разви́лка, перекрёстокdört yol ağzı — перекрёсток доро́г
iki yol ağzı — разви́лка
8) ле́звие9) диале́кт, го́ворRumeli ağzı — румели́йский диале́кт
10) тон, мане́ра ( разговора)ağzı değişti — он заговори́л по-друго́му
bana karşı bu ağzı kullanma — ты со мной таки́м то́ном не разгова́ривай
11) муз. мело́дии, напе́вы (какой-л. местности)12) разг. разsobayı günde iki ağız yakıyoruz — мы то́пим печь два ра́за в день
••ağzı torba değil ki büzesin — погов. на чужо́й рото́к не наки́нешь плато́к
ağız yüreğin artığını / taşkınını söyler — посл. у кого́ что боли́т, тот о том и говори́т
- ağzında- ağzı açık ayran delisi
- ağzı açık kalmak
- ağzını açıp gözünü yummak
- ağız açmak
- ağzını açmak
- ağız açmamak
- ağzını açmamak
- ağız açtırmamak
- ağız ağza vermek
- ağızdan ağza
- ağızdan ağza geçmek
- ağza alınmaz
- ağza almamak
- ağzına aptesle almak
- ağzını aramak
- ağzına atmak
- ağzından baklayı çıkarmak
- ağzında bakla ıslanmamak
- ağzına bakmak
- ağzının içine bakmak
- ağzına baktırmak
- ağzından bal akmak
- ağzını bıçak açmamak
- ağzına bir kemik bırakmak
- ağzına bir parmak bal çalmak
- ağzında gevelemek
- ağız bozukluğu
- ağız burun birbirine karışmak
- ağzı burnu yerinde
- ağzından çıkanı kulağı duymamak
- ağzından çıkanı kulağı işitmemek
- ağzından çıkmak
- ağız değişikliği
- ağız değiştirmek
- ağzını dilini bağlamak
- ağız dil vermemek
- ağzı dili kurumak - ağzından düşürmemek
- ağzından girip burnundan çıkmak
- ağzı havada
- ağzını havaya açmak
- ağzını hayıra aç!
- ağzıyla kuş tutmak
- ağzından kaçırmak
- ağzını kapamak
- ağzını kiraya vermek
- ağzının kokusunu çekmek
- ağzı kulağına varmak
- ağzı kulaklarına varmak
- ağız kullanmak
- ağzı kurusun!
- ağzından lâf almak
- ağzı lâf yapıyor
- ağzı lâkırdı yapıyor
- ağzından lokmasını almak
- ağzını öpeyim!
- ağzının payını vermek
- ağzının ölçüsünü vermek
- ağız persengi
- ağzının perhizi yok
- ağız satmak
- ağzını sıkı tutmak
- ağzını pek tutmak
- ağzı sulanmak
- ağzı süt kokuyor
- ağız tadıyla
- ağzının tadıyla
- ağzının tadını almak
- ağzının tadını bilmek
- ağzını tıkamak
- ağzını topla!
- ağzı var dili yok
- ağzı yanmak
- ağız yaymak
- ağzından yel alsın!
- ağzını yoklamak
- bir ağızdan
- hep bir ağızdan IIмоло́зиво
См. также в других словарях:
payını almak — 1) kendine ayrılanı almak İnsan için bunları bilmek, bunların seyrine dalmak, bunlarla yetinmek, bunlarla gülüp bunlarla sevişmek varken ve bu Tanrı ihsanı nimetlerden herkesin kendi payını alması kabilken... Y. K. Karaosmanoğlu 2) mec.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaymağını almak (veya yemek) — (bir şeyin) bir şeyin en büyük payını, kârını ele geçirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzının payını (veya ölçüsünü) almak — verilen karşılıkla bir kimseye söylediğine veya yaptığına pişman olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bölüşmek — i, le İki veya daha çok kimse aralarında herhangi bir şeyi paylaşmak, üleşmek, payını almak, taksim etmek Paraları elleri titreyerek, gözleri parlayarak nefeslerini burundan alarak bölüştüler. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
pay — is. 1) Birden fazla kişi arasında bölüşülmüş bir bütünden, bu kişilerin her birine düşen bölüm, hisse 2) Eşit bölüm Bunu beş pay yapın. 3) ekon. Ticari bir işlemde zarar tehlikesine karşı ayrılan para, marj 4) mat. Bayağı kesirlerden birinin eşit … Çağatay Osmanlı Sözlük
hissedar — (A. F.) [ راد ﻪﺼﺣ ] pay sahibi. ♦ hissedar olmak payını almak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
hisseyâb — (A. F.) [ بﺎی ﻪﺼﺣ ] pay alan. ♦ hisseyâb olmak payını almak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
bi kepçe yiyipte yatmak — ağzının payını almak … Beypazari ağzindan sözcükler
ağız — 1. is. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü 2. is., ğzı, anat. 1) Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk 2) Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü Küçük bir ağız. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Kutsi — (* 16. März 1973 in Akçadağ/Provinz Malatya; eigentlich Ahmet Kutsi Karadoğan) ist ein türkischer Popmusiker. Kutsi, der nach dem Schriftsteller Ahmet Kutsi Tecer benannt ist, wuchs in Ankara auf. 1992 scheiterte er mit dem Versuch, durch ein… … Deutsch Wikipedia